بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٢٨

(Bu gibi ni'metleri) yalan sayanlarını o gün vay haaline!

– Hasan Basri Çantay

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ ٢٩

(O kâfirlere şöyle denilecek:) «(Haydi) o yalan diyegeldiğiniz şey'e (azaba) gidin».

– Hasan Basri Çantay

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلّٖ ذِي ثَلَٰثِ شُعَبٖ ٣٠

«Haydi (cehennemin) üç kola (ayrılmış) (duman) gölgesine gidin».

– Hasan Basri Çantay

لَّا ظَلِيلٖ وَلَا يُغۡنِي مِنَ ٱللَّهَبِ ٣١

(Ki o), gölgelendirici değildir. (Onları) alevden de korumaz.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهَا تَرۡمِي بِشَرَرٖ كَٱلۡقَصۡرِ ٣٢

Çünkü o (ateş) öyle kıvılcım atar ki herbiri sanki bir saraydır.

– Hasan Basri Çantay

كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٞ صُفۡرٞ ٣٣

Herbiri sanki sarı sarı erkek develerdir.

– Hasan Basri Çantay

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٣٤

Yalan sayanların vay o gün haaline!

– Hasan Basri Çantay

هَٰذَا يَوۡمُ لَا يَنطِقُونَ ٣٥

Bu, (hepsinin) dillerinin tutulacağı bir gündür.

– Hasan Basri Çantay

وَلَا يُؤۡذَنُ لَهُمۡ فَيَعۡتَذِرُونَ ٣٦

Onlara izin de verilmeyecek ki özür dilesinler.

– Hasan Basri Çantay

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٣٧

(Bu günü) yalan sayanların o gün vay haaline!

– Hasan Basri Çantay

هَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِۖ جَمَعۡنَٰكُمۡ وَٱلۡأَوَّلِينَ ٣٨

Bu, ayırd etme ve hukûm verme günüdür. Sizi de, evvelki (ümmet) leri de (bir arada) toplamışızdır.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu